New York’ta Gül’e en sık sorulan sorular

28.09.2013 Vatan

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu için bulunduğu New York’ta devlet yöneticileri, siyasetçiler, gazeteciler, finans ve iş dünyasından yöneticiler ve akademisyenlerle çeşitli vesilelerle bir araya geldi. Muhatapları Gül’e en çok, Türkiye’nin Suriye’deki El Kaide ile bağlantılı veya onun çizgisine yakın gruplara yardım edip etmediğini sordular.
Perşembe günkü yazımızda (Terörle mücadele konusunda ofanstan defansa) Washington Post gazetesindeki mülakattan hareketle bu hususun altını çizmiş ve Gül’ün bu iddiaları kesinlikle yalanladığını söylemiştik. Bu soru kendisine o kadar sık soruldu ki, yazımızın çıktığı gün, sadece ABD’nin değil dünyanın en etkili düşünce kuruluşunu söyleyebileceğimiz Dış İlişkiler Konseyi’ndeki (CFR) konuşmasının ardından aynı soru gelince Cumhurbaşkanı dayanamayıp sözlerine şöyle başladı: “Buradaki temaslarımda şunu gördüm: Suriye’deki rejim ve onun yaptıkları unutulmuş. Odak kaymış. Rejimin değil aşırı güçlerin yaptıkları merkeze alınmış. Eksenin böyle kaymasını garip karşılıyorum.”
Gül’e Suriye konusunda, uluslararası bir müdahale olursa Türkiye’nin buna dahil olup olmayacağı, kimyasal silahlarla ilgili tasarlanan süreç hakkındaki düşünceleri de soruldu. Suriye’den sonra en çok, bir ölçüde buna bağlı olarak, İran konusu gündeme geldi. Gül’ün Salı günkü öğle yemeğinde ABD Başkanı Obama’ya, İran’da Ruhani ile başlayan dönemin yeni bir uzlaşma için önemli bir fırsat olduğunu, iyi değerlendirmek gerektiğini söylediğini dünkü haberimizde aktarmıştık. CFR’daki toplantıyı yöneten kurumun başkanı Richard Haass İran’ın nükleer programı hakkındaki düşüncelerini sorunca Gül’ün cevabı şöyle oldu:
“Komşu bir ülkenin kimyasal ya da nükleer silahlara sahip olmasını tolere edemeyiz. Başından beri İran’ın barışçıl amaçlı nükleer çalışmalarını onayladık, nükleer silah ihtimaline karşı çıktık. Hafife almamız mümkün olabilir mi? Her şeyden önce böyle bir silaha sahip olanın yürüyüşü, davranışı bile değişir. Kullanmasa bile biz onun ağırlığını komşu olarak hissederiz.”

“Ben de bunu sormanızı bekliyordum”

Gül’e dış politika dışında Türkiye’de olup bitenler ve gelecekte olabilecekler hakkında da çok soru soruldu. Bunların başında hiç kuşkusuz Gezi olayları geliyor. İlkin Merrill Lynch'teki toplantı sırasında kendisine yöneltilen bu soruya Gül’ün verdiği cevabı önceki haberlerimizde dile getirmiştik. Cumhurbaşkanı özetle, çevre ve şehircilik duyarlığıyla başlayan protestoların Türkiye’nin gelişmiş ülkeler liginde olduğunu gösterdiğini ve bu nedenle gurur duyduğunu; fakat daha sonra “aşırı uçlar”ın inisiyatifi ele geçirdiğini ve polisin de müdahale etmek zorunda kaldığını söylüyor. Bu arada “orantısız güç kullanımı” şikayetlerinin de soruşturulduğunu vurguluyor.
CFR’da Gezi sorusu biraz gecikti ve Gül’ün de ilk tepkisi “Ben de bu soruyu sormanızı bekliyordum. Hatta sormasaydınız ben kendim anlatacaktım” oldu. Gezi sorunu soran önemli bir düşünce kuruluşunun kadın yöneticisi şöyle bir ekleme yapmayı da ihnal etmemişti: “Sizin Gezi konusunda Başbakan Erdoğan’dan daha ılımlı davrandığınızı düşünüyorum.” Gül tabii ki bu yorum hakkında herhangi bir yorum yapmadı.

Gül’ün geleceği

Ama asıl, aynı kişi “Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yeniden aday olacak mısınız?” diye sorunca salonun en çok merak ettiği konunun bu olduğu anlaşıldı. Hatta oturum başkanı Haass, en ön sıradaki Hayrünisa Gül’ü işaret ederek “First Lady de herhalde şu an ne cevap vereceğinizi merak ediyor ve size bakıyor” dedi. Bunun üzerine Gül de, heyetindeki biz gazetecileri kastederek “Ben de gazeteci arkadaşlara bakıyorum. Çünkü onlar da bu sorunun cevabını çok merak ediyorlar” dedi ve bizler sorduğumuzda yaptığı gibi aynı cevabı verdi: “Önümüzde üç seçim var. Zamanları ve kuralları belli. Kaygılanmaya gerek yok.”
New York’ta şunu gözledik: Amerikalılar da en az bizim kadar Gül’ün alacağı siyasi kararları, Başbakan Erdoğan ile aralarındaki ilişkinin nasıl seyredeceğini ve bunun Türkiye’ye nasıl yansıyacağını merak ediyorlar.

New York’ta Gül’e en sık sorulan sorular



Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

Son makaleler (10)
24.11.2024 Kürt realitesi, Kürt sorunu realitesi, Kürt siyasi hareketi realitesi
19.11.2024 Nihayet birilerinin beklediği ve umduğu gibi Devlet Bahçeli geri adım mı attı?
10.11.2024 Abdullah Öcalan’a sormak istediğim 20 soru
10.11.2024 Hasan Cemal ile söyleşi: Zamâne Diktatörleri
07.11.2024 Burak Bilgehan Özpek ile söyleşi: Bahçeli DEM Parti açılımından ne umuyor, ne bulabilir?
06.11.2024 Transatlantik: Trump nasıl kazandı? Türk-Amerikan ilişkileri nereye?
05.11.2024 Hatem Ete ile söyleşi: Bahçeli ile Erdoğan ayrışıyor mu?
03.11.2024 Fethullah Gülen öldüğüyle kaldı
01.11.2024 Ruşen Çakır ve Kemal Can ile Haftaya Bakış (239): Esenyurt Belediyesi’ne kayyum atandı - CHP ne yapacak?
30.10.2024 Transatlantik: ABD seçimlerine son 5 - Türkiye’de çözüm süreci tartışmaları İsrail’in İran’a cevabı
24.11.2024 Kürt realitesi, Kürt sorunu realitesi, Kürt siyasi hareketi realitesi
22.09.2024 Ruşen Çakır nivîsî: Di benda hevdîtina Erdogan û Esed de
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı